8 Haziran 2011 Çarşamba

Faruk Yücel'siz ikinci yıl...

Gerçek Hayat dergisinin Okmeydanı'ndaki binasında tanışmıştık onunla. Sanırım 2008 yılıydı.  Askerden yeni geldiğim zamanlar. "Kalp kalbe karşıdır" derler ya, aynen öyle olmuş; dostluğu, muhabbeti ve enerjisiyle kucaklayıvermişti beni. Dostum Cesur Küçük tanıştırmıştı bizi birbirimize. Sohbet sohbeti açtığında, onun bir zamanlar çıkardığı "Bu Yaka" isimli gazeteye iş için müracaat etmeyi düşündüğümü ama yapmadığımı söylemiştim. Demek ki kader biraz daha ısrar etseymiş belki de birlikte çalışacaktık. Ne diyelim kader kısmet... Sonra bir kaç kere daha Üsküdar Çınaraltı'nda buluşup çay eşliğinde sohbetler etmiştik. İnsan Faruk ile biraz muhabbet edince derinliğini farkediyordu. O değer katan dostlardandı, kısacık ömrüne ne kadar da önemli ve sahici şeyler katmıştı. Şimdi düşününce  şaşırıyor insan.  Onu bulmamız da kaybedişimiz de çabuk oldu. Şimdi takvimler "o gideli 2 yıl oldu" diyor. Hay Allah, Faruk dost... Hay Allah...

Hiç yorum yok: