2 Şubat 2011 Çarşamba

Erdoğan'ın tavrı Mübarek'in inadı

Mısır, tarihi bir dönemece girdi. Bir anlamda yol ayrımında. Zira, dün Kahire Tahrir meydanında 2 milyonu aşkın Mısırlı toplandı ve Hüsnü Mübarek'i istifaya davet etti. Mısır'ın diğer şehirleri de Kahire'den farklı değildi. Tüm Mısır ayakta, tüm Ortadoğu halklarının gözü de Nil'in kavruk çocuklarından gelecek haberde. Günlerdir merak edilen konu ise Türkiye'nin olaylar karşısındaki tavrı idi. Nihayet dün Başbakan Erdoğan grup toplantısında Mübarek'e ince bir ayar çekti. Tarihe not düşmek için o bölümü buraya alıyorum. "Tarihte baskıyla, sindirmeyle, korkuyla ayakta kalmayı başaran hiçbir yönetim yoktur. Tarihin her döneminde er ya da geç insanlık onuru bütün zincirleri kırmış, bütün duvarları yıkmış, mazlumun ahı aheste de olsa çıkmıştır... Halka gözünü, gönlünü veya kulağını kapatan yönetimler uzun ömürlü olamazlar. Halkın hiçbir özlemi, hiçbir çağrısı karşılıksız kalmaz. Halka rağmen hiçbir iktidar ayakta duramaz. Devlet halk içindir, halkın varlığıyla, iradesiyle, desteğiyle anlam kazanır. Biz kendimiz için ne istiyorsak dostlarımız ve kardeşlerimiz için de aynısını istiyoruz. Mısır Devlet Başkanı Sayın Hüsnü Mübarek'e çok samimi bir tavsiyede, çok içten bir uyarıda bulunmak istiyorum: Bizler faniyiz, kalıcı değiliz. Her birimiz ölecek ve geride bıraktıklarımızdan dolayı sorgulanacağız... hepimizin gideceği yer iki metreküp çukurdur. Hepimiz gelip geçiyiz, baki olan gök kubbe altında hoş bir sada bırakmaktır, saygıyla anılmaktır, rahmetle yadedilmektir. Yarın öldüğümüzde hocaefendi gelip şunu söylemeyecek, 'Cumhurbaşkanı niyetine, devlet başkanı niyetine, Başbakan niyetine, bakan niyetine' demeyecek, 'er kişi niyetine' diyecek. Seninle beraber gelen sadece kefen olacak. Hem vicdanımızın sesine hem de halkımızın sesine kulak verelim. Onların bedduasına veya hayır duasına hazır olalım. Onun için diyorum ki, halkın haykırışına, son derece insani taleplerine kulak verin, kulak verelim. Halktan gelen değişim arzusunu hiç tereddüt etmeden karşılayın. Açık söylüyorum, istismarcılara, kirli odaklara, Mısır üzerine karanlık planları olan kesimlere fırsat vermeden, Mısır'ın huzuru adına önce siz adım atın. Halkı tatmin edecek adımlar atın. Bugünün dünyasında özgürlükler artık ertelenemez, gözardı edilemez..."
Erdoğan bu sözleri söyledi ancak Hüsnü Mübarek dün akşam canlı yayında kendinden beklenen tavrı gösteremedi. Herkes istifa müjdesi bekliyordu ama çıkmadı. Bildiğimiz Hüsnü Mübarek tavrından başka bir şey göremedik. "Görevimi bırakmıyorum, Eylül ayındaki seçimlerde aday olmayacağım" dedi. Bu hiç bir şey söylemek istemiyorum demekten başka bir şey değil. Mısırlılar da bunun farkında. o yüzden Cuma günü daha kalabalık ve ses getirici bir eyleme hazırlanıyorlar. Bizler de Türkiye'den nefesimizi tuttuk, bir devrime şahitlik etmenin heyecanını yaşıyoruz. Mübarek'in son sözleri dikkat çekiciydi; "Burası benim ülkem, burada yaşadım, savaştım, egemenliğini korudum ve ben bu ülke topraklarında öleceğim." Bu cümlelerden anlaşılan, Mübarek Mısır'ı, Tunus diktatörü Bin Ali gibi terk etmeyecek. Muhtemelen devrim başarıya ulaşırsa ya sarayında intihar edecek ya da yakalanıp yargılamalarına müsaade edecek. 

Hiç yorum yok: