5 Şubat 2011 Cumartesi

Dualarımız Uğur Süleyman Söylemez ağabey için...

Şanlı Mavi Marmara Direnişçilerinden Uğur Süleyman Söylemez ağabeyimiz hala hastanede. Uğur Süleyman, 31 Mayıs gecesi, Mavi Marmara'da İsrail askerleri tarafından şiddet gördü, ağır yaralandı. 9 arkadaşını şehit veren Uğur ağabey, şimdi Ankara'da evinde yaşam mücadelesi veriyor. Dualarımız Uğur Süleyman Söylemez'in şifa bulması için olsun. Burada, www.dunyabizim.com'dan Özlem Şahin Ermiş'in Uğur ağabeyin eşi Tuba Söylemez ile yaptığı röportajı yayınlıyoruz.

O baştan ayağa Filistin oldu!
Ankara'dan Mavi Marmara gazisi aktivist Uğur Süleyman Söylemez'in eşi ile konuştuk. Uğur Süleyman Bey hala tedavi görüyor.
Birçok ideali vardı. Bunlardan biri de mazlum Filistin halkına yardım edebilmekti. Bunun için yola çıktı. Ve o yolundan dönmeyen olarak evine döndü. Şu an hala aynı yolda mücadele vermeye devam ediyor. Onunla birlikte ailesi de sabır sınavı veriyor. 8 aydır yattığı hastaneden yapılacak bir şey olmadığı için taburcu edildi. Evinde ailesi tarafından bakılıyor. Dönüş sürecinde yaşadıklarını eşi Tuba Hanıma sordum.

Lütfen dualarınızda unutmayın
Uğur Süleyman Söylemez
Uğur ağabey Mavi Marmara'ya binmeden önce
"Öncelikle şunu söylemek isterim. Allah'a şükür hiçbir isteğimiz, ihtiyacımız yoktur. Tek bir şey harici DUA… Bu doğrultuda gündemde kalmasını istiyorum Süleyman Beyin. İnsanlar unutmasınlar dualarını ulaştırsınlar bize.
Bizim yaşadıklarımız tüm insanlar tarafından bilinsin, acılarımızın an be an taptaze kaldığı. Diğer yaralılar iyileşti, normal yaşantılarına bazı eksikliklerle de olsa devam ediyorlar. Biz ise onunla her an İsrail’in yaptığı zulmü yaşıyoruz. Unutmamıza imkân yok, yanı başımızda bir abide gibi duruyor. Eşimin unutulmamasını isteme sebebim ne odur, ne de bizim yaşadıklarımız. Bizim yaşadıklarımız nezdinde Filistin'in durumunun bilinmesi gündemde tutulmasıdır. Çünkü Süleyman Bey de bunun için yola çıkmıştı. Hala o yolda yürümeye devam ediyor.

Filistin evlerinden bir ev
Gitmeden önce şöyle konuşmuştuk. O gidecek, görecek ve Filistin’in durumunu bize anlatacaktı. Sözünü tuttu, hem de fazlasıyla. Gitti yaşadı ve Filistin’i buraya getirdi. Şimdi ben de Filistinli oldum. Evimiz de Filistin’deki sıradan evlerden biri oldu. İsrail zulmü bizim evimizde de yaşanıyor.
Bu olaydan önce boykotlar yapar, protesto mitinglerine, eylemlere katılırdık. Ve yapabileceğimiz her şeyi yaptık zanneder evimize gönül rahatlığıyla dönerdik. Yapmamışız. Meğerse biz Filistin’i hiç anlayamamış, destekleyememişiz. Bunu yazık ki bugün anlıyorum.
Protestolar mitingler yapılıyor. Sonra herkes kendi hayatına dünyasına dönüyor, her şeyi unutuyor. Oysa biz şimdi acıyı zulmü yaşamaya devam ediyoruz. Öncesinde hammışım şimdi piştiğimi anlıyorum. İnsanları daha iyi tanıdım. Hatta kendimi daha iyi tanıdım.

Dünyanın her tarafından ve Türkiye’den ziyarete geliyorlar.
Filistin’den İsmail Haniye’nin yardımcıları geldi. 8 ayda ilk duyduğum anda dahi hiç ağlamamıştım. İlk defa Filistin’den gelenlerle birlikte ağladım. Çünkü onlarla aynı acıları yaşıyorduk. Filistin’de bu durumda olan binlercesi var dediler. Ben onların acısına onlarsa benim acıma ağlıyordu. İsmail Haniye’nin imzasını taşıyan Filistin kaşkolunu eşimin başucuna astım.
Uğur Süleyman Söylemez
Uğur ağabey şimdi dualarımızı bekliyor
Sekiz ay öncesine kadar ben eşime Allah'ın emanetiydim, şimdi ise o bana Allah'ın emaneti. O benim için çok kıymetli. Her gün şükrediyorum."

Başka soru yöneltmeye cesaret edemedim. Bu atmosferde soruların ne anlamı vardı ki… Tuba hanımın gözlerindeki ifadeden ve dimdik duruşundan, şükründen her şey okunuyor. Tuba hanım başlı başına, sinmemiş bir mücadele eri olarak, örnek teşkil ediyor.

Hiç yorum yok: