23 Şubat 2011 Çarşamba

Diktatörler inatçıdır ancak halklar da sonuna kadar kararlıdır

Tarih, Libya'da yaşananları koltuk hırsına kapılan bir diktatörün kendi halkına karşı başlattığı kanlı ve kirli bir savaş olarak kaydedecek. Libya'nın akıl sağlığı bozuk diktatörü Muammer Kaddafi, halkının tüm çağrılarına kulağını tıkamış, gönlünü kapamış görünüyor. "Bana karşı bir darbe yaparlar" diyerek ordu dahi kurdurmayan, onun yerine paralı askerleri ve paramiliter grupları olan Kaddafi, gözü dönmüş bir şekilde halkına karşı katliam yapıyor. Ömer Muhtar'ın şehri Bingazi'den yükselen ve dalga dalga tüm Libya'ya yayılan özgürlük ve adalet isteğini kanla bastıracağını sanan eli kanlı diktatör Kaddafi, dün yaptığı konuşma ile iyice zıvanadan çıktığını tüm dünyaya gösterdi. Halkının üzerine savaş uçaklarını, helikopterlerini, tanklarını, keskin nişancıları ve paralı askerlerini salan zorba Kaddafi, bir devrime besmele çeken Libya gençliğini, kimi hasta mihrakların tahrikiyle, para ve uyuşturucu karşılığında sokaklara çıkıp hükumet binalarına ve polislere saldırmakla suçladı. Bununla da yetinmedi ve kendi halkını "lağım fareleri" olarak nitelendirdi. Yandaşlarını sokaklara çıkmaya ve özgürlük çağrılarını boğmaya çağıran Kaddafi, taraftarlarından protestocuları ve liderlerini de vurmalarını istedi. 

Boğuk ve soğuk bir hitabet tarzı kullanan Kaddafi'nin, yaşananlar karşısında korktuğu ve sinirlendiği anlaşılıyor. 42 yıl boyunca haktan ve hukuktan nasibini almadan ülkesini yoksullaştıran, halkını aşağılayan bir diktatörün, son sözleri gibi geldi bana bu konuşması. Babaları zillete düçar olmuş bir nesil ayaklanıyor şimdi Libya'da. Bliyoruz; diktatörler inatçıdır. Kolay kolay yönetimden çakilmezler ama şuna da inancımız tam; diktatörler ne kadar inatçı olursa olsunlar halklar da sonuna kadar kararlıdır. Tunus ve Mısırlıların ardından, bu kez Libyalılar kıracaklar zincirlerini. Yolları açık olsun...

Hiç yorum yok: