17 Ekim 2011 Pazartesi

Avrasya Maratonu'nun birincisi Yeşilay oldu

Ben doğmadan 3 sene önce düzenlenmeye başlanmış. Bu sene 33.sü yapıldı. Yine binlerce İstanbullu, yağmur soğuk demedi ve Avrasya Maratonu'na katıldı. Hava soğuk olunca insanın yataktan kalkası gelmiyor. Hele bir de, izin gününde erken kalkmak ölümüne üşengeçlik yapıyor. Ama, Yeşilay gönüllüleri olarak Maraton'da yer almamız gerektiği söylenince, akan sular duruyor ve sabah erkenden yola düşüp, Maraton'un başlangıç noktasında yerimizi alıyoruz. Tahminimden daha büyük bir kalabalıkla karşılaşıyorum; kadın erkek, genç yaşlı, çoluk çocuk binlerce İstanbullu, Maraton heyecanı ile Altunizade'ye koşup gelmiş. Biz de bir avuç Yeşilay gönüllüsü olarak bu coşkuya ortak oluyoruz.

Elimizde Maraton'un en uzun ve en anlamlı pankartı ile Asya'dan Avrupa'ya yürüdük. "Bağımlı olma özgür ol" yazan 33 metrelik pankartı yağmurda taşımanın zorluğunu, yanımızdan yöremizden geçenlerin bize omuz vermesi ile aşıyoruz; böylece ne zorluk kalıyor ne yılgınlık. Bir elimizle pankartı diğer elimizle de şemsiyemizi tutuyoruz. Göz alabildiğine insan seli var köprüde. Futbol kulüplerinin taraftar derneklerinden, farklı sivil toplum kuruluşlarına kadar onlarca STK, ellerinde pankartları ile yürüyüşe renk katıyor. Ama şunu açık yüreklilikle söylemek lazım ki; Maraton'un birincisi Yeşilay'dı. Bizi görüp alkışlarla destek olanlar, pankartımızla fotoğraf çekilenler, cebindeki sigara paketini çıkarıp bize teslim edenler, Yeşilay'a destek sloganı atanlar... Yağmurlu bir pazar günü daha Yeşilay ile doldurmuş olduk. "Bir daha ki sefere daha hazırlıklı olmalıyız" diyerek Maraton'u tamamladık. Geriye tatlı bir yorgunluk ve Yeşilay'ı temsil etmenin haklı gururu kaldı. 

Hiç yorum yok: