24 Temmuz 2009 Cuma

18 ocak'tan 29 Ocak'a davos


Tarih, 18 Ocak'ı bir zaferin ilan edildiği gün olarak kaydedecek. Bu konuda en ufak bir kuşkuya sahip değiliz. Kara savaşını göze alamayan İsrail'in, havadan bombardıman yaparak sürdürdüğü bu vahşi savaşın son bulduğu günü, Gazze'nin direndiği, teslim olmadığı, af dilenmediği, yiğit, başı dik bir şekilde İsrail'i ateş kese mecbur bıraktığı bir tarih olarak anımsayacağız. 18 Ocak kadar anımsanacak bir tarihimiz daha var; Başbakan Erdoğan'ın Davos Ekonomik Forumu'nda, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'e söylediği sözler, kullandığı beden dili ve toplantıyı bitiren tavrının gerçekleştiği tarih 29 Ocak... Gazze'den İstanbul'a, Tahran'dan Caracas'a kadar, tün mazlum milletlerin duygularına tercüman olan bir devlet adamının -belki gecikmiş- ama sonuna kadar haklı tavrına şahitlik ettiğimiz bir tarih 29 Ocak... Uzun bir aradan sonra ilk defa o akşam televizyon başında gözü yaşlı, yüreği coşkulu ve uykusuz geçirdik bir geceyi. Duaların ardı arkası kesilmedi. Bıkmadan seyredilesi keyifli siyasi bir röveşata tadındaydı her şey…
İnsan ömrüne sığmayacak kadar ilginç ve bir o kadar da bereketli zamanları yaşıyoruz. 22 Günlük savaş, direniş ve zafer... Cennete kanat çırpan çocuklar için, yavrusunu kaybeden anneler için, vatanlarını savunan yiğitler için yüreği yanan koca bir ümmet. Gazze için ayağa kalkan ümmetin; "Bağımsız Filistin Devleti kurulmadan oturmak bana haramdır" diyen tavrı. Hepsini bir aydan daha kısa bir zaman diliminde yaşadık. Ve yaşamaya da devam ediyoruz. Erdoğan'ın Peres'in yüzüne karşı; "Siz öldürmeyi iyi bilirsiniz!" haykırışıyla özetlenebilecek bir tavra şahit olduk Davos'ta. Sonrası malum. Bir yanda; ellerinde Türk bayrakları ve Erdoğan posterleri ile kutlamalar yapan Gazzeliler ve diğer yanda ise bu sözlere İsrail'den daha fazla içerleyen İsrail yanlıları... Erdoğan'ın Davos çıkışını alkışlıyoruz. Ancak bu çıkışın bizi "tavır sarhoşu" etmesine izin vermeden, Bağımsız Filistin davasını savunmaya kaldığımız yerden devam etmeliyiz.

Erdoğan'ın Peres'e ve onun şahsında işgalci İsrail Devletine söylediği sözlerin satır aralarının iyi okunması gerekiyor. Gazze savaşı bitti, fakat bu savaşın niçin çıktığı, savaştan önceki ateşkesin hangi şartlarda devam ettirilmek istendiği, Hamas'ın niçin ateşkesi uzatma taraftarı olmadığı tam olarak anlaşılamadı ve halen yanlış yorumlanıyor. Siyonist propagandanın bilinçli bir şekilde gözlerden ırak tutmaya çalıştığı gerçeklerin iyi bilinmesi gerekiyor. Davos, bu gerçeklerin tüm dünya kamuoyuna duyurulmasına iyi bir zemin sağladı. Erdoğan, bu zemini iyi kullandı. İşte

Erdoğan'ın unutulmaması gereken satır araları:
1-İsrail ile Hamas arasında Haziran 2008 tarihinde başlayan ateşkes süreci içerisinde Gazze'den İsrail'e bir tane dahi roket atışı olmadı.
2-Bu ateşkes anlaşmasının içeriğinde; İsrail tarafının Gazze'ye uygulanan abluka ve ambargoları kaldırması gerekiyordu. Fakat bu sözler yerine getirilmedi. Gazze adeta açık hava hapishanesine çevrildi. İnsanlıktan tamamen tecrit edildi. Yani herhangi bir kapısından Filistin'e bir sandık domates sokmak isterseniz bu İsrail'in müsaadesine bağlı. İsrail müsaade etmedikçe siz Filistin'e bir sandık domates sokamazsınız. İşte adına ateşkes denen anlaşmanın yerine getirilmeyen sözleri ve Gazzelilere reva görülen muamele...
3-İsrail Başbakanı Ehud Olmert'e soruyorum; "Madem bu füzeler atılıyor diyorsunuz, peki, bu füzeler sebebiyle ölen İsrailli var mı?" Cevap: "Ölen kimse yok" 6 Aylık ateşkes süresince ölen bir tane dahi İsrailli yok iken, bu 6 ay içerisinde 28 Filistinli İsrail saldırıları sonucu hayatını kaybetti. Yani fiilen ve alenen ateşkesi bozan taraf İsrail olmuş oluyor. Fakat dünyaya, ısrarla ateşkesi Hamas'ın bozduğu propagandası yapılıyor.
4-"Plajda öldürülen çocukları unutmadık...'" İlk başta anlamı çözülemeyen bu cümle, içerisinde derin bir anlam ve derin bir sızıyı barındırıyor. 9 Haziran 2006 tarihinde, yani ateşkes süreci içerisinde Gazze sahilinde piknik yapan Galya ailesinin 7 ferdi İsrail füzeleri ile vuruldu... Gazze sahilinde kamp yapan askeri bir birlikten, İsrail'i tehdit eden her hangi bir oluşumdan bahsetmiyoruz. Tek amaçları güzel Gazze sabahında Akdeniz sahilinde vakit geçirmek olan masum bir ailenin katledilmesinden bahsediyoruz. İşte; Erdoğan'ın Peres'in gözünün içine bakarak söylediği cümlenin anlamı budur. Bu olayı hiç kimsenin unutmaya hakkı yok...
5-Saldırıların başladığı 27 Aralık'tan 4 gün önce Ankara'ya gelen Olmert'e; "Hamas'ın elinde bulunan İsrail askerinin salıverilmesine karşılık siz de İsrail zindanlarında tutulan Filistin Meclis Başkanı ve Milletvekillerini serbest bırakın" dedim. Olmert, cevap olarak; "Bunları serbest bırakırsak Mahmud Abbas kriz geçirir!" dedi. Erdoğan'ın; "Bunu artık açıklamak zorundayım" diyerek anlattığı bu pazarlık unutulmuş bir gerçeği gün yüzüne çıkardı. 2006'da yapılan ve Hamas'ın %60'la iktidara geldiği seçimin sonucunda İsrail Filistin Meclisi'ni işgal etti ve Meclis Başkanı olmak üzere çok sayıda milletvekilini tutukladı. Gazze halkının oyları ile seçtiği vekiller 3 senedir haksız yere İsrail hapishanelerinde tutuluyor. Dünyanın ayağa kalkması gereken bu olayı ne yazık ki bizler de unutmuştuk fakat Erdoğan Davos'ta bir kez daha hatırlattı. Milletvekillerinin serbest bırakılmalarına -9 Ocak'ta görev süresi bitmesine karşın hukuksuz olarak görevine devam eden- Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın gösterdiği refleksi de Olmert'in ağzından öğrenmiş oluyoruz. Bu sözlerden; Hamas'ın, İsrail işgale karşı pasif durmakla suçladığı Abbas'ın, sadece pasif değil aynı zamanda işbirlikçi bir tutuma da sahip olduğunu üzülerek görmüş olduk.
6-İsrail'in Gazze'yi denizden, havadan ve karadan bombalaması sırasında; çok sayıda cami, okul, hastane ve kamu binası vuruldu. Bunların yanında BM'nin de çok sayıda okulu ve binası bilinçli bir şekilde bombalandı. BM Güvenlik Konseyi acil olarak toplandı ve savaşın durdurulması için karar aldı. Ancak İsrail BM kararlarını tanımadığına dair açıklama yaptı. Fakat BM bu açıklamaya rağmen İsrail’e herhangi bir yaptırımda bulunmadı. Irak'ın Kuveyt'i işgalinde 48 saat içerisinde Irak'ın üzerine çullanan BM, söz konusu İsrail olunca ölüm sessizliğine büründü. Savaş bitti. Acaba BM vurulan binaları için herhangi bir soruşturma başlatacak mı?
Erdoğan'ın; savaşın öncesini, savaş ânını ve savaş sonrasını çok net bir şekilde gözler önüne serdiği tarihi konuşmasından unutulmamamsı gereken 6 maddeye kısa ve öz olarak dikkat çektik. İsrail manipülasyonu ile olayları yanlış yorumlayan milyonlara gerçeklerin en sahici halleri ile gösterilmesi gerekir. Davos bize bu fırsatı fazlasıyla sundu.